Türkiye’nin kredi risk primini ifade eden CDS (Credit Default Swap) değerlerindeki düşüş trendinin 2025 yılında da sürmesi öngörülüyor. Uzmanlar, ekonomik istikrarın güçlenmesi, faiz politikasındaki düzenlemeler ve dış finansman akışının olumlu seyri sayesinde bu düşüşün devam edeceğini belirtiyor.
Son aylarda Türkiye’nin CDS primleri 300 baz puanın altına gerileyerek, yatırımcı güvenini artırıcı bir sinyal verdi. Ekonomi yönetiminin aldığı yapısal reform kararları, sıkı maliye politikası ve uluslararası piyasalardaki pozitif algı bu iyileşmede önemli rol oynadı. Ekonomistler, bu trendin 2025 yılında da süreceğini, Türkiye’nin risk algısının daha da azalacağını düşünüyor.
Bir ekonomi uzmanı, “Türkiye’nin CDS değerlerindeki düşüş, yatırımcılar için cazip bir ortam yaratıyor. Özellikle reformlarla desteklenen bu süreç, doğrudan yabancı yatırımları artırabilir ve dış borçlanma maliyetlerini düşürebilir,” dedi.
CDS primlerinin düşüşü, Türkiye’nin borçlanma maliyetlerinin azalması ve uluslararası piyasalardaki güvenilirliğinin artması anlamına geliyor. Bu durum, yalnızca kamu borçlanmasını değil, aynı zamanda özel sektörün dış finansmana erişimini de kolaylaştırabilir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri, uygulanan disiplinli politikalara devam edileceğini ve ekonominin güçlü temellere oturtulması için kararlılıkla çalışıldığını belirtti. Ayrıca, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik not artırım beklentisinin de CDS primlerinin düşüşünü destekleyeceği ifade ediliyor.
2025’te ekonomik reformların ve küresel piyasalardaki olumlu atmosferin sürmesi halinde, Türkiye’nin risk primindeki düşüşün, ekonomik büyümeyi ve yatırım ortamını daha da desteklemesi bekleniyor. Bu iyileşme, Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki konumunu güçlendirecek önemli bir adım olarak görülüyor.